Bir görüşmenin ilk 30 dakikasında diğer zamanlardan daha fazla işe alım hatası yapılır. Birinden hemen hoşlandığınızda, ilk sezgisel veya duygusal değerlendirmenizin doğru olduğunu kanıtlamak için tasarlanmış sorular sormaya başlarsınız ve kişiyi sevmiyorsanız tam tersini yaparsınız, kişinin yetkin olmadığını kanıtlamak için sorular sorarsınız. Şaşırtıcı bir şekilde, kanıtı her iki şekilde de bulabileceksiniz.
İlk önyargı genellikle kişinin görünüşü tarafından tetiklenir. İster heyecanlı ister kendinden emin olsun veya olmasın ve hatta ses tonunun kalitesi. Kabul edelim, bu özelliklerden hiçbiri iyi ya da kötü, iş başında başarıyı öngörmez. Bazen insanlar geçici olarak heyecanlıdır. Hepimiz mülakat esnasında heyecanlanan ve sesi titreyen, düşüncemize uymayan insanlarla tanıştık veya çalıştık. Yine hepimiz mülakat esnasında kendini çok iyi ifade eden sesi gür ve özgüveni yüksek insanlarla tanıştık ve iş hayatında kötü performans gösterdiklerini, en azından kurumun yapısına uygun olmayan insanları gördük.
Bunu akılda tutarak, çok erken evet veya hayır kararı verme eğilimiyle savaşmanıza yardımcı olabilecek bazı teknikler:
1. Önce adayla asla şahsen tanışmayın.
2. Adaydan işinizin önemli bir yönüyle ilgili büyük bir başarıyı tanımlamasını isteyin.
3. Adayın yetkin olduğunu varsayarak, yetkin olduklarını kanıtlamak için kendinizi zorlayın.
Bazı mülakat yapanlar ilk izlenimlerin iş başarısı için önemli olduğunu düşünüyor ve bu doğru olsun ya da olmasın, önemli olan bundan etkilenmemektir. Bunun üstesinden gelmek için, kişinin gerçek ilk izlenimini ölçmek için görüşmenin sonuna kadar bekleyin. Aday ayrılırken kendinize şu soruyu sorun:
Bu kişinin ilk izlenimi iş başında performansını nasıl etkiler?
Negatifse kişiyi işe almayın. Uygun bir şey varsa kişiyi davet edin. Tanıştığınızda odak noktanız kişinin kişiliği veya dış görünüşü değil, performansı olacaktır. Gerçek kişiyi daha objektif gözlerle görmek için 30 dakika beklemeniz yeterlidir.